Dudu Deniz
Felsefe
- Q. "Öyle ya kim ve ne hakkında "Bunu biliyorum." diyebilirim. İçimdeki bu yüreği duyabiliyor ve onun var olduğu yargısına varıyorum. Bu dünyaya dokunabiliyorum, onun da var olduğu yargısına varıyorum. Tüm bildiğim burada duruyor, gerisi kurmaca."
Bu parçada anlatılmak istenilen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
- Q. Modernizm, Aydınlanma ilkelerini temel alan toplumsal projenin adıdır. Aydınlanma ise inanca karşı bilgiyi, teolojiye karşı bilimi ön plana alan bir düşünce sistemidir. Modernizm, Aydınlanma düşüncesini temel alır. İlerlemeye inanır. Akıl ve bilimi ilerlemenin aracı olarak görür. Postmodernizm ise başta sosyalizm olmak üzere, hümanizmi, özgürlüğü, evrenselliği, gerçekliği, bilimi ve aklı eleştirir.
Bu parçadan, aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz?
- Q. Ölümlü dünyadaki kötülüklerin Tanrı'da yok olacağı düşüncesi, bizleri sorumluluk kaygısından kurtarır. İyiliğin, sonunda nasıl olsa galip geleceğine güvenerek korkumuzu yenebiliriz. Dünya arabasını, yürüdüğü yolda keyfince gitmeye bırakarak ahlakı tatile göndeririz. İyi ama gerçek bu mudur? derseniz W. James'in cevabı hazırdır: Gerçek, pratik faydası olandır.
Bu paragrafın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?
- Q. Bilimsel gelişmeler insanların hayal bile edemeyeceği bir seviyeye geldi ve baş döndürücü bir hızla devam etmektedir. Klasik bilim anlayışı bilime gereğinden fazla değer vermekte, insan etkinliğinin en yücesi gözüyle bakmaktadır. Bilim toplumun çözemediği sorunları çözmekte, yaşama birtakım kolaylıklar getirmektedir. Bütün bunlara rağmen yine de bilim insan yıkımına dönüşmektedir.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi klasik bilim anlayışına yöneltilen eleştirilerden biri değildir?
- Q. Viyana'da bir araya gelen bir grup felsefecinin ve bilim adamının düşünsel arayışları neticesinde şekil almış felsefi yaklaşımdır. Başlıca temsilcileri Moritz Schlick, Rudolph Carnap ve Otto Neurath'dır. Bu görüşün amacı dili mantıksal açıdan ele almaktır.
Bu parçada açıklanan çağdaş felsefe akımı aşağıdakilerden hangisidir?
- Q. 20. yüzyılın hemen başlarında iki filozof bilimsel düşünme tarzının temele aldığı kabulleri sorgulamışlardır. Kant'ın metafiziğe yönelttiği sert eleştirilerden sonra bilimci pozitivist anlayış geniş çevrelerce kabul görmeye başlamıştır. Evrim kuramı ve rölativite fiziği gibi yepyeni bilimsel teorilerin ortaya çıkması bilimsel kuramların da temelinde metafizik kabullerin olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bu sırada Henri Bergson ve Alfred North Whitehead metafizik düşünceleriyle 20. yüzyıl felsefesine damgalarını vurmuşlardır. Bilimi ve bilimsel yöntemi kökten reddetmeyen bu iki filozofu en fazla meşgul eden şey, var olan şeylerin doğasının bilimin öngördüğü şekilde olup olmadığı sorusu olmuştur.
Bu parçadan, Bergson ve Whitehead ile ilgili, aşağıdaki ifadelerin hangisine ulaşılabilir?
- Q. Nietzsche, "Nerede canlı gördümse ben, orada kudret iradesi gördüm. Uşağın iradesinde bile efendi olma iradesi gördüm. Daha güçlüye, kendi iradesi kandırır zayıfı hizmet etmeye, daha zayıflara efendilik etmek istediğinden bu irade. Tek hazdır bu onun vazgeçmek istemeyeceği. Ve küçük nasıl baş eğerse büyüğe, en küçüğün tepesinde keyif sürebilip hükmedebilsin diye, en küçük de öyle baş eğer ve tehlikeye atar hayatını kudret uğruna." der.
Bu parçadan, aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz?
- Q. "İsteyerek yapılan her harekette ahlakiliğin damgası vardır. Doğrusu bir eylemin ahlakiliği bilinçli yapılmasına bağlıdır. "
Bu ifadeden, aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?
- Q. "İnsanın isyanı her şeyden önce kendi tabiatına karşı kendi iç kuvvetlerine, dar ve bencil arzularına karşı isyandır. Böyle bir tabiat, doğrusunu söylemek gerekirse esareti teşkil etmektedir, hem de her çeşit esaretin kaynağıdır. İç kuvvetlerinin zorbalığından kurtulan insan, evrensel sorumluluk yüklenir. İnsanlar arasındaki pasif dayanışmaya ve zorbaların hâkimiyetine karşı isyan eder. Bunu da bütün bir iradeyle, hakiki bir dayanışma ve gerçek bir hakimiyet isteyerek yapar. Ferdî irade, gerçekte, kendini ortadan kaldırmaya çalışan baskıcı ve zorba topluma karşı isyan eder."
Bu parçadan, aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir?
- Q. Alain Badiou, 'Felsefe ve Arzu' adlı eserinde şöyle der: "Felsefe 'mantıklı isyan' gibi bir şeydir. Adaletsizliğin karşısına, dünyanın ve hayatın içinde bulunduğu kusurlu halin karşısına düşünceyi çıkartır. Ama düşünceyi adaletsizliğin karşısına, muhakemeyi ve aklı muhafaza edip savunan ve son tahlilde yeni bir mantık öneren bir hareketle çıkartır."
Buna göre, felsefenin en önemli özelliği aşağıdakilerden hangisidir?
OPEN